13 Aralık 2013 Cuma

Şanslı Olmak Mümkün mü?

Şansın Psikolojisi Üzerine 

Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslı iken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamazlar? 

Bir psikolog yanıtı buldugunu söylüyor: 

10 yıl önce şansı araştırmaya başladım. Neden bazı insanlarin hep doğru zamanda doğru yerde olduğuunu, diğerlerinin ise sürekli olarak şanssızlıklarla boğuştuğunu merak ediyordum.
Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman şanslı ya da şanssız hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim. Yüzlerce sıra dışı erkek ve kadın, araştırmam için gönüllü oldu.

Yıllar boyunca onlarla söyleşiler yaptım, yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım.

Sonuçlar gösteriyor ki , insanlar neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de düşünceleri ve davranışları bu durumu büyük ölçüde açıklıyor.



Bir şans ya da bir fırsat gibi görünen durumları düşünelim. Şanslı insanlarin bu tür fırsatlarla sürekli karşılasmalarına karşılık şanssız insanlar bunlarla hiç karşılaşmazlar.
Bu durumun insanların söz konusu fırsatları fark etme yetenekleri arasındaki farklılıklardan mı kaynaklandığını bulmak için basit bir deney yaptım.


12 Aralık 2013 Perşembe

İskambil Destesindeki 4 Papaz Aslında Kimdir?

İskambil destesinde bulunan 4 papazın, aslında tarihteki dört hükümdarı temsil ettiğini biliyor muydunuz?

Bu konunun gerçekliği hakkında çeşitli tartışmalar olsa da, papazların tarihteki belli karakterleri simgelediği konusunda yaygın bir kanı var.

İşte dört papaz ve tarihi kişilikler:


Sinek Papazı




Sinek Papazı, Büyük İskender'i sembolize eder.

(M.Ö. 356-323)

Perslere ve Hindistan'a başarılı seferler düzenleyen Büyük İskender zamanında imparatorluk çok geniş sınırlara ulaşmıştı. Bu ünlü Makedon Kralı, Doğu ve Batı kültürlerinin karışımı olan bir dünya imparatorluğu yaratmak istiyordu.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Frances Ha Replikleri (2012)

Yöetmen : Noah Baumbach
Yöetmen : Noah Baumbach
Frances : Her şeye rağmen hayat dolu umut dolu ışık dolu kısaca farkındalıkla dolu Frances ya da kısaca fran ya da bayan çıkılamaz şöyle anlatıyordu durumunu! Bir dakikanı almak istiyorum. Bir ilişkide ne istediğimi neden bekar olduğumu açıklayabilirim. Ha, ha! Zor bir durum biriyle birlikte olduğunda sen onları seversin ve onlar bunun farkındadır, onlar seni sever ve sende bunun farkında olursun… Ama bu bir parti! Ve diğer insanlarla konuşursun, gülersin ,ışık saçarsın, odayı araştırır diğerlerinin gözlerini yakalarsın, ama bu sahiplenici olman ya da, kusursuz bir cinsellik yaşaman için değil, senin bu hayattaki kişiliğinle alakalı bir durumdur. Bu durum hem komik hem de üzücü ama bu hayat sona eriyor ve tam da orada fark edilmeden herkesin önünde duran gizemli bir dünya oluşuyor, ama kimse bunu fark etmiyor, yani dedikleri gibi etrafımızda başka bir boyut var, ama biz de onları algılama yeteneği yok. Yani bir ilişkiye girmeme sebebim işte bu. Ya da hayata sanırım. Aşka…
Frances : Seni seviyorum Sophie, sen e-postası olan telefonunu benden daha çok sevsen bile.
Sophie : E-postası olan telefonum güveç tenceresini üç gün evyede bekletmiyor.

30 Kasım 2013 Cumartesi

Bir Sürü Hiç.




                   Göğüs kafesini sıkıştıran, ciğerlerini yakan çok hiç. Çokluğun arasında göz ardı edilen sayısız hiç.
                    Mutluluğunu göremeyecek kadar kör bir adam ve kendi mutluluğuyla kavrulan bir kadın. Sonunda yine hiçlik.
                    Mutsuz sonlar, yeni başlangıçlar ve yine bir sürü hiç.
                    Onca hiçliğin arasında hala canlı kalabilmeyi başarabilen şarkılar. Her dinlendiğinde bedeni yenileyen ritmler, ezgiler.
                    Unutmak mıydı hiçlik, aklından çıkaramamak mı?
                    Vazgeçilemeyen olmak mı yoksa vazgeçilebilen olmak mı?
                    Yoksa anımsadıkça genzini yakan o kokuyu hatırlamak mı?
                    Şans eseri ortaya çıkan eskimiş bir fotoğraf mı?
                    Rakı kadehini onun şerefine kaldırmak mı?
                    Sahi neydi hiçlik?
                    Her şeydi belki.
                    Belki de onsuzluktu.
                    Unutamadığın o şarabın tadıydı.
                    Dünyanın en güvenli omzuna başını yaslamaktı.
                    Uzağındayken bile ruhuna dokunmaktı.
                    Son sigaranı onunla paylaşmaktı.
                    Gri kaldırımları onunla rengarenk yapmaktı.
                    Vazgeçemeyeceğini bile bile ''siktir git!'' diye haykırmaktı.
                    Ulaşabileceğin en güzel tada onun dudaklarında ulaşmaktı.
                    Biten şeyler değildi hiçlik, yeni başlangıçlardı.

O Varsa Eğer; Her Şey Tamam.

Ufacık bi' bakışla başlıyor her şey. Ya da sen onun varlığından habersizken o seni görüyor, beğeniyor, sen bundan bihaber yaşamaya devam ederken o seni istiyor. Sonra bi' şekilde kesişiyor yollarınız sayesinde.. Tanışıyorsunuz, hoşlanıyorsunuz, buluşuyorsunuz, sonra sevgili oluyorsunuz. Hayatınızdaki sıralama bi' anda değişiyor. ''Kaybedeceğim hiçbir şeyim yok.'' derken belki karşınıza o çıkıyor ve dediğiniz şeyler hafızadan anında silinerek geleceğe dair planlara dönüşüyor.
                      Bi' bakıyorsunuz ki hiç farkında olmadan beraber yıllarınız geçmiş. Flört dönemi ya da ilk buluşma ise hep dün gibi aklınızda. Çıkmıyor. Eğer o adam ya da o kadın aşksa çıkmıyor işte. Kimse de çıkaramıyor. Hiç kimse benzeyemiyor, yeri dolmuyor. O yoksa eğer; hep boş kalıyor.
                      İlk buluşmada giyilen kıyafetten sıktığı parfüme konuşurken mimiklerini nasıl kullandığından el hareketlerine kadar her şey hafızaya tek tek kodlanıyor sanki. Ömrün boyunca hiç çıkmamak üzere üstelik. Zira o aşk. O herkese hissedemeyeceğin tek duygu.
                      Öyle değişik başlıyor ki şaşırıyorsun zaten. ''Ulan bu daha bi' farklı sanki diğerlerinden.'' diyorsun. Farklı. Aşk o çünkü.
                       İlk elini tuttuğu an, ilk sana sarıldığı an, ilk öpüştüğünüz ana kadar her şey o kadar ayrıntıyla hatırlanıyor ki, sen bile şaşırıyorsun bazen. ''Oha bunu nasıl unutmamışım.'' diyorsun belki de. Unutamazsın işte. Başka çünkü o. Aşk o.
                       ''O olmazsa ben n'aparım?'' diye düşündüğünde bile nefesin kesiliyor. O an çevrende hiç kimse kalmayacakmış gibi hissediyorsun. Sadece onu değil hem sevgilini hem en yakın arkadaşını kaybedeceğini biliyorsun. Korkuyorsun. Onsuzluktan korkuyorsun.
                        Sana sarıldığında hissettiğin güveni başka hiç kimsede hissedemeyeceğini..
                        Beraber içtiğin içkinin tadını onun dışında biriyle içtiğinde bulamayacağını..
                        Ona baktığında susuyor olsan bile onun senin ne demek istediğini anladığını..
                        Yatakta nasıl yatarak rahat uyuyabileceğini belki hiç kimse bilmezken onun bildiğini..
                        Hiç kimseye söyleyemediğin derdini ya da bi' sırrını ona rahatça anlatıp ömrü boyunca saklayacağını..
                        Bi' günde içtiğin kahve ve sigara sayısını, kahvaltıda ne yemek isteyeceğini..
                        Senin kaç duble rakıda, kaç birada ya da kaç shot tekilada sarhoş olacağını bildiğini biliyorsun.
                        Varlığını, sana olan sevgisini, beraberken attığınız her kahkahada hissettiğin mutluluğu düşündükçe de tek bi' şey diyorsun.. ''O varsa eğer; her şey tamam.''

Neyse çay koyuyorum.


29 Kasım 2013 Cuma

Saçmalamaca...

Belki imkansız belki de değil kim bilir. Belki de herşey sen de gizlidir. Bir bakış yada ufak bir gülümseme herşeyi değiştirebilir mi peki insanın hayatında. Peki hergün, her saat sadece bir kaç dakika fazladan göz göze gelebilmek için insanın yaptıklarına ne demeli. Kendi hayatını kendin değistiremezsin kısacası arkadaşım. Karşına birisi çıkmadan sen adam olmazsın. Onunla konuşup konuşmamanda önemli değil. Yeri geldigi zaman sen kendini onun için değişmeye mecbur hissedeceksin buna mecbursun. Boşuna kendi içinde savaşıp kendinide yıpratma. Ben değiştim mi peki? Belki hayır ama en azından bende birşeyler var biliyorum, hissediyorum bunu birşeyler ters gidiyor sürekli hayatım da. Neyse saçmaladım kendi kendime boktan bir yazı oldu buda... Belki bir gün okuyan olur sarı saçları olan güzel kız sana gülümsemek yakışıyor sen her zaman gül!

22 Kasım 2013 Cuma

Gürültülü Sessizlik.

   ... Sonra kocaman bi' sessizlik oldu. Biraz önce sokak ortasında tiz seslerle bağıran onlar değilmiş gibi kocaman bi' sessizlik. Sustular. Biri bi' yana gitti diğeri diğer yana. Durduğu yerden hızla uzaklaştı kadın, sol tarafında başını öne eğmiş hareketsizce durana baktı.. O'na. O adama. Çaresiz bi' gülümseme oluştu yüzünde, kafasını hafif yana eğdi arabasına doğru yürümeye başladı. Daralıyordu. İçinde onu rahatsız eden bi' tek kelime dahi kalmamıştı ama o hiç konuşmamış, hiç bağırmamış gibi rahatsızdı.
                        Bindi arabasına. Derin bi' nefes aldı, bilmediği bi' yere gitmek istiyordu. Neresi olduğunun zerre önemi yoktu onun için. Sadece bilmediği bi' yer olması yeterliydi. Saniyede binlerce kelime, binlerce cümle geçti aklından. Kapattığı gözlerini açtığında ağlamak üzere olduğunu fark edip dikiz aynasına baktı hemen. Gözlerini büyük büyük açıp kapattı, yukarıya baktı. Makyajı güzeldi, rimeli akmamalıydı ve en önemlisi; o adam için ağlamamalıydı..
                         Çalıştırdı arabasını, kemerini taktı daha o saniye ondan hemen kurtulmak ister gibi bi' hışımla çıkardı. Boğuyordu her şey onu, hiçbir şeye tahammülü yoktu.
                          Şarkısını açtı sonra. Açabildiği en yüksek sesle hem mırıldanıyordu hem de bilmediği yollardan bilmediği yerlerden geçiyordu. Daha iyi hissediyordu.
                          Birkaç saat sonra eve döndü. Adam oradaydı, onu bekliyordu. İçeriye girdi, anahtarını gelişigüzel fırlattı, ayakkabılarını dengesini zar zor kurarak, sağa sola yalpalayarak çıkardı. Çantasını astı, üzerini değiştirmek için odaya girdi.

17 Kasım 2013 Pazar

Noel dededen notlar...

Kimsenin kimseye ihtiyacı yok benim hayatım da. Herkes kendisi ülkesinin kralı olmuş zaten. Herkes kendi çapında birilerini yönetme peşin de. Herkes olduğu gibi değil olmadığı kişiler gibi davranmaya başlamış. Elindekilerle yetinmeyip sahip olamadıkları şeylerin kazanımı derdinde. Aslın da kimsenin kendisine bile saygısı yok ki bu insanların baskalarına karşı saygı göstermesi beklenilsin. Neyse buralar artık yanaşacak gibi değil. Herkes gibi olup yeni yerler aramalıyım sanırım kendime…

2 Nisan 2013 Salı

Nescafe

Yalnız kaldığında, uykunun kaçtığı zamanlara hatta Can'ın sıkıldığında ve tek başınaysa aslında yapacak pek bir şey yoktur. Alırsın nescafe ni çıkarsın balkona kulaklığını takarsın. Havanın soğukluğu etkilemez seni ısıtır içini sıcak buharların çıktığı nescafe ve keyifle içersin onu. Aslında yalnızlığın verdiği mutluluğun tadını çıkartırsın...

Windows 7 Aktivasyon (Yeni Versiyon)


Windows 7 Aktivasyon Genuine Activation RemoveWAT 2.2.6.0 | 7 MB
Windows 7 korsan ile mücadele için yeni bir güncelleştirme gerçekleştirdi,ve bu güncelleştirmeyi indiren herkesin sistemi yakalanıyor ve kısa süre sonrada kapanıyor.Daha önceden yapmış olduğunuz crack’larda işe yaramıyor yani orjinal yapamıyorsunuz.Windos 7′nin anti korsan olarak nitelendirdiği bu küçük güncelleştirme  pc’ye yüklenildiği anda direk korsan yazılım olarak sisteminizi belirliyor. Ancak bu küçük araç windows7′yi tekrar orjinal hale getiriyor.
Yapmanız gerekenler;
1.)Aşağıdaki linkten Programı indirin,
2.) Sağ tıklayın ve klasöre çıkartın,
3.) ‘RemoveWAT.exe‘ programını sağ tıklayıp yönetici olarak çalıştırın,
4.) ‘RemoveWat’ Butonuna tıklayın ve işlemin gerçekleşmesini bekleyin.
Bu işlemden sonra bilgisayarınız yeniden başlıyacaktır, 1 – 2 dk içerisinde yeniden başlamazsa siz başlatın ve sisteminiz artık orjinal temanızı’da değiştirebilirsiniz.

DOWNLOAD:RemoveWAT 2.2.6.0Alternatif 1:RemoveWAT 2.2.6.0Alternatif 2:RemoveWAT 2.2.6.0

30 Mart 2013 Cumartesi

KonuşamayanAdam Kimdir?

Artık bu yazıyı yazmayı kendime bir borç biliyorum. Geceleri eğlenmemi sağlayan,canım sıkıldığında yada canım sıkkın olduğunda beni güldürebilmeyi başarayan ATİ'YE teşekkür ederim. Bu zamana kadar dinlediğim en iyi hatta en başarılı radyo programcısısın. Bu yazdıklarımdan ATİ'Yİ merak edenler varsa eğer
onu;


adreslerinden dinyebilir ve;


twitter adresinden takip edebilir radyo yayınlarının ne zaman olacağı hakkında bilgi alabilirsiniz. Tavsiyemdir bu adamı dinlemekten vazgeçmeyin! Dinlemeye başladığınızda zaten siz bırakamayacaksınız..

Şafak TEZGEL

IPHONE’un Batarya Süresini Arttırın


PHONE kullanımınızda pil ömrü ile ilgili sorunlar yaşıyorsanız aşağıda belirttiğim maddelerin hepsini ya da sizler için uygun olanları yapmanız halinde pil ömrünüzde çok artış farkedeceksinizdir.
1) Telefonunuzun Ayarlar –> Genel –> Konum Servisleri özelliğini gerek duymadıkça kapalı tutunuz. Kullanacağınız zaman açın, kullanım sonrası yine kapatınız.
2) Telefonunuzun Ayarlar –> Genel –> Bluetooth özelliğini gerek duymadıkça kapalı tutunuz. Kullanacağınız zaman açın, kullanım sonrası yine kapatınız.
3) Telefonunuzun Ayarlar –> Genel –> Ağ –> Uluslar arası Dolaşım özelliğini gerek duymadıkça kapalı tutunuz. Kullanacağınız zaman açın, kullanım sonrası yine kapatınız.
4) Telefonunuzun Ayarlar –> Genel –> Otomatik Kilit özelliğini 1 Dakika olarak ayarlayın. Bu şekilde telefonunuzda 1 dakika’dan sonra işlem yapmadığınızda ekran otomatikmen kapanır.
5) Telefonunuzun Ayarlar –> Bildirimler özelliğini gerek duymadıkça kapalı tutunuz. Bu özellik anlık bilgilendirilmeleriniz açısından kullanışlı olabilir ancak sürekli arka planda iletilerinizi denetlediği için pil ömrünü olumsuz anlamda çok etkiler. İhtiyacınız olduğu zaman açın, kullanım sonrası yine kapatınız.
6) Telefonunuzun Ayarlar –> Sesler seçeneği altında ses seviyesini uygun bir seviyeye indiriniz. Sesli’deki Titreşim özelliğini gerekmedikçe kapalı tutunuz. Yüksek sesli ortamlarda açmanız gerekebilir.. Bunun dışında Kilit Sesleri ve Klavye Tıklamalarıseçeneklerini de gerek duymadıkça kapalı tutunuz.
7) Telefonunuzun Ayarlar –> Parlaklık seçeneği altında parlaklık seviyesini uygun bir seviyeye indiriniz. Benim önerim tam ortada durmasıdır, gözünüz çok kısa bir sürede alışacaktır. Aynı zamanda Otomatik Parlaklık özelliğini de kapalı tutunuz. Bu özellik açık iken gündüzleri (telefonunuzun kullanım süresi en çok olan zamanlar) telefonunuzun parlaklığı siz farketmeseniz bile en üst seviyeye çıktığından pil tüketimi de fazla olacaktır. Bu yüzden bu seçeneği gerek duymadıkça kapalı tutunuz.
8 ) Telefonunuzun Ayarlar –> Sesler seçeneği altında ses seviyesini uygun bir seviyeye indiriniz. Sesli’deki Titreşim özelliğini gerekmedikçe kapalı tutunuz. Yüksek sesli ortamlarda açmanız gerekebilir.. Bunun dışında Kilit Sesleri ve Klavye Tıklamalarıseçeneklerini de gerek duymadıkça kapalı tutunuz.
9) IPhone’daki Mail Application’u mümkün mertebe kullanmayın, email hesabı yüklemeyin. Bu programın kullanımı bataryanın ömrünü maalesef çok azaltmaktadır. Bunun yerine maillerinize safariden girip bakmanız anlık pil sarfiyatı ile çok daha faydalı olacaktır. Eğer mail özelliğini kullanmak istiyorsanız çok gerekmedikçe Push özelliğini açık tutmayınız, bu özelliğin kapalı ya da manuel (elle) şeklinde ayarlanması pil ömrü için çok yararlıdır. Bu anlamda Ayarlar –> Mail, Kişiler.. menüsü altında Yeni Verileri Al seçeneğini Elleşeklinde ayarlamanız daha uygundur.
10) Telefonunuzun Ayarlar –> iPod seçeneği altında bulunan EQ Ekolayzır özelliği açık iken batarya süresinin azaldığı sistemsel olarak da ispatlanmıştır. Bu anlmda EQ seçeneği gerek duyulmadıkça kapalı tutulmalıdır.
Bunun dışında eğer telefonunuzun yazılımını kırmış (Jailbreak) ve ileri düzey bir iPhone kullanıcısı iseniz aşağıdaki maddeleri de uygulayarak batarya süresini farkedilir biçimde uzatabilirsiniz.
11) Eğer telefonunuz jailbreak yapılmışsa (yazılımı kırılmışsa) SBSettings gibi sistem ile ilgili ana ayarları yapabilmenize olanak sağlayan programlar yükleyin, SBSettings bu konuda çok başarılıdır. Batarya ömrünü azaltan birçok uygulamayı (wifi, bluetooth, Edge, Gprs, Gps, SSH vb.) tek bir parmak hareketiyle kapatmanızı sağlar. İhtiyacınız olduğunda bu uygulamaları kolayca açıp kapatabilmenize olanak sağlar.
12) Eğer telefonunuz jailbreak yapılmışsa (yazılımı kırılmışsa) Winterboard isimli tema programını kesinlikle yüklememenizi öneririm, bataryanın kullanım süresini gözle görülür derecede kısaltmaktadır.
13) Eğer telefonunuz jailbreak yapılmışsa (yazılımı kırılmışsa) SBSettings gibi sistem ile ilgili ana ayarları yapabilmenize olanak sağlayan programlar sayesinde bellek kulanımını azaltabilir ve bu şekilde telefonunuzun daha hızlı ve seri açlışmasını, dolayısıyla da daha az pil harcamasını sağlayabilirsiniz. Bu tip programlarda Processes ismi altında Free Up Memory seçeneği mevcuttur. Bu seçenek ile belek kullanımını düşürebilirsiniz.
14) Bazen telefonunuz hoparlörlü cihazların yakınındayken can sıkıcı diz sinyal sesleri gelir, denediğim kadarıyla telefonunuzun Ayarlar –> Genel –> Ağ –> Hücresel Veriseçeneğinin en altındaki Ayarları Sıfırla seçeneğini seçip sıfırladığınızda bu ses kesiliyor. Bu da demek oluyor ki sinyal varken telefon isteğimiz dışında bağlantı kurmaya çalışıyor ve ekstra pil harcıyor ancak bu işlem ile sinyal kesildiği için pil sarfiyatı azalmış oluyor.
Umarım paylaştığım yöntemler ile batarya sorunlarınıza gözle görülür bir fayda sağlayabilirim.

9 Mart 2013 Cumartesi

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?


Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo